Sanat Eseri Ne Demek? | Sanat Eserinin Özellikleri

Sanat eseri, süje ile obje arasındaki estetik ilişkiden doğar. Sanat eserinin özellikleri arasında, yaratıcı bir hayal gücü ve emek sonucu meydana gelmesi vardır. 

Sanat; sanatçı, sanat eseri ve alıcı (süje) arasında meydana gelir. 

Sanatçının duyguları, heyecanları, deneyimleri, hayal gücü ve yeteneği sanat eserinde birleşir. Sanatçı eserlerini izleyiciye sunduğunda ise bu sefer izleyicinin duygu,düşünce ve heyecanları da bu oluşuma dahil olur. 

Yazıya devam etmeden önce, Özlem Nalçacı’nın eserlerini görmek için hemen tıkla!

Sanat Eserinin Özellikleri Nelerdir?

Sanat eserlerinde bulunan ya da bulunması gereken birtakım özellikler vardır.

Her yapılan resim,müzik,edebiyat ürünü sanat eseri olarak değerlendirilmiyor. 

Yapılmış için yapılmış olması, sadece maddi kaygılar güdülerek yapılması sanat eseri olma durumunu da engelliyor. Kalıcı ve etkili bir eser ortaya koymak için de yapılan ürünün bazı özellikleri karşılaması gerekiyor. 

Sanat Eseri Estetik Kaygıyla Yapıldığı İçin Orijinal ve Biriciktir

Resim alanında bahsedecek olursak,

Her sanat eseri özgün olmalıdır. Belki de bir sanat eserinde akla gelen ilk özellik bu olabilir. Eserin diğerlerinden farklı, kendine ait bir takım özellikleri olmalıdır. 

Yapılan eser başka eserlere benzemiyor ve sanatçının imzasını taşıyan farklı yönleriyle dikkat çekiyorsa böyle bir eserin özgün olduğundan söz edilebilir. 

Sanatçı her şeyden esinlenebilir ancak bir başka sanatçının eserlerinden bir farkı yoksa, kendinden bir şey katmıyorsa bu kopyadan ve taklitten öteye gidemez.

“Özgünlük, açıklık, içtenlik diye belirlediğimiz bu üç koşulun farklı ölçülerde de olsa bir sanat yapıtında var olması, içeriğinden bağımsız olarak o sanat yapıtının artamını belirler.” (Tolstoy, 2009:170),

Sanatçının Üslubu

Resimde sanatçının üslubu da çok önemlidir. Üslup, sanatçıya özgü bir üretim anlayışı olduğunu ifade eder. Sanat felsefesinin niteliğine, sanat türüne ve teknik yapısına, sanatçının kişisel yeteneklerine bağlı bir olgudur.  

Resimde devamlılık sağlanmalı yani sanatçının tüm eserleri ayniyet duygusunu taşımalıdır. Aynı eserin parçalarında birlik yani bütünlük sağlanmış olmalıdır. 

Bununla birlikte eserler ilkel olmamalıdır. Yaratılan eserlerde uyum sağlanmış ve sanatın türünde, malzemelerinde ve içeriğinde uygunluk bir arada yer almalıdır.

Benzer içerik ve biçim buluşmalarına rağmen sanatçılar kişisel üsluplarını teknik ya da betimleme olarak yapıtlarına yansıtarak belirli bir özgünleşme yoluna bilerek ya da bilmeden girmişlerdir. 

“Sanatçı tarafından meydana getirilen sanat yapıtı özel ve bireysel bir tanım olarak: Sanatçının Düşüncede ve uygulamada birleşen bütün zihinsel öğrenmelerini, duygularını, kişisel özelliklerini, belleğini gerçekleştirdiği açık ya da kapalı birçok kavramın birleşip tek bir potada eridiği bir sonuçtur.”

Yeniyi arayan sanatçı, eğer yaratıcı bir üslupla eserini harmanlayabilirse üsluplaşıp farklılaşabilir ve özgünleşme yoluna girerek biricik hale gelmektedirler.

Sanat Eseri Doğal Ortamda Kendiliğinden Mi Oluşur?

Fakat önceki deneyimlerden yararlanmamız bizim üretimdeki esere müdahale etmemize yol açar. 

Burada kendi doğasından ve ortamından tümüyle koparılmış bir eserden söz etmek mümkün değildir. 

Örneğin Picasso, çalışmalarında Afrika sanatından etkilenmiş ve bunları yeni bir üslupla kübizm ile modern sanata aktarmış sadeleştirmiş kendi sanatı ile sentezlemiştir. 

Kendinden önceki sanatlarla ilişki kurmuştur. 

“Bir sanat yapıtının özgünlüğünün özünü oluşturan şey ise, “Toplumsal tarihsel bakımdan yeni olanın doğru ve sanatsal olarak biçimlendirilen bilgisidir. ”(Kula, 2012: 60). 

Özgün görsel sanat yapıtları günümüzde başka sanatların etkisi ve dahilinde olarak birçok farklı kavramın bir araya getirilmesinde tamamen farklı bir sentezlemesi olarak mümkün olabilir

“Ustalık geleneğinden bağımsız yenilik ve özgünlük, sanatın temelini oluşturan kavramlardır ve sanata ilişkin dil açısından belirleyicidirler” (Langer &Korur, 2012: 66)

Sanat eseri özneldir. Kişiseldir.

Yani o eseri ortaya koyan kişiden izler taşır. Sanat eserinde; üreten öznenin kendi özüyle karşılaşmasını görürüz. Sanat eserini üreten sanatçıdan bağımsız düşünemeyiz. Muhakkak sanatçıdan bir iz buluruz.

Ortaya çıkan sanat eserinin en önemli özelliklerinden biri tek olmasıdır. Çünkü sanat eseri oluşturulurkenki duygular yaklaşımlar bir daha oluşmamaktadır. Sadece o eseri oluştururken ortaya çıkan duygular vardır. 

Bu da bize o eserin nasıl bir hayal gücünün ürünü olduğunu ve çıkan eserin biricik olduğunu gösterir.

Sanat eseri maddi kaygı ve işlevsellik kaygısı taşımamalıdır ve bu amaçla yapılmamalıdır. Her sanatçı emeğinin karşılığını almak ister ancak üretirken amaç maddi kaygılar olmamalıdır.

Estetik kaygı ve hazzın sonucu yapılan eserler sanat eseridir.

Sanat Eserinin Biçimsel Özellikleri

Sanat eserinin parçaları arasında bir düzen ve oran, simetri, bütünlük, kompozisyon, denge gibi nitelikleri barındırır. Parçaların uyumlu birleşmesi önemlidir. Hem hareketli hem de hareketsiz bütünlerde uyum önemlidir. 

Zıtlıkların uyumu ve gerilimi eserlere farklı bir bakış açısı katar. Evrende de her şey çok ve karmaşık gibi görünür. Ama çoklukta birlik sağlanınca bir uyum, bir güç, bir güzellik ortaya çıkar.

Sanat Eseri Evrenseldir.

Renk, dil, din, ırk ayrımı yapmadan, tüm dünyanın paylaştığı evrensel bir araç örneğin ortak bir görsel dilin oluşmasını sağlar.  

Ortaya konan ürün tüm insanlığın görebileceği bir eserdir. Çoğunlukla belli bir kesime ya da döneme değil insanlığın tamamına hitap eder. Konusunu o dönemden almış olsa dahi o dönemi ve gelecek nesilleri etkileyen birçok eser vardır ve bütün dönemlerin sanat eseri olmuştur.

Artık etkileşimin dakikalar içinde üretimi etkileyebildiği bir hız çağındayız. Tümüyle kendisinden doğduğu iddia edilen yapıtların özgünlüğü tartışmalıdır. Günümüzde iletişim çağının etkisinde sanatçıların biricik olma özgünleşme çabası kaotik bir sürece dönüşerek sanatçıları baskı altına almaktadır. 

Artık, sanatçıların yapıtlarının özgün olup olmaması yalnızca bizim farklı bir kişi olmamıza değil farklı düşünme şekillerine farklı sentezleme yollarına sahip olmamızla ilişkilidir. 

Birçok kavramı daha farklı biçimlerde birbirlerine bağlamak ile yeni bir kurgu edilebilir. Betimlenen konu veya konuların çeşitliliğindeki ustalık özgünleşme için yalnızca bir araçtır.

Resimde hacim, mekân, hareket ve ışık etkileri, resimsel öğeler aracılığıyla elde edilir; bunlar biçim, çizim, renk, ton farklılıkları, doku özellikleri vb’dir. Sayılan bütün bu öğeler resmin bir parçasıdır ve resimden ayrı düşünülemez. 

Bu öğelerin uyumuyla birlikte gerçek bir sanat eseri ortaya çıkar. Bir resmin tasarlanmasında çeşitli ilkeler uygulanabilir. Anlatılmak istenene göre simetrik olan ya da olmayan, derinlik duygusu güçlü ya da güçsüz olan, geometrik ya da doğal biçimlere ağırlık veren, ele aldığı nesneler arasında altın oran gibi ilişkiler kuran ya da kurmayan, gerilim yaratan ya da yaratmayan düzenlemeler yapılabilir. 

Önemli olan özgün, yenilikçi, evrensel, kalıcı eserler ortaya çıkartabilmektir.

Sanat dünyasına adım atmak ister misin? Hemen eserleri keşfet!

Özlem Nalçacı

Marmara Üniversitesi, Resim İş Öğretmenliği 4.sınıf öğrencisiyim. Çalışmalarımda daha çok şehir hayatı içindeki insanların, içinde bulundukları durumlara ortak oluyorum. Bir daha yaşanmayacak o ‘an’ kavramını onlarla paylaşıyorum ve seyirciye bunu aktarmayı amaçlıyorum.

Comments (4)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close