Sanat Nasıl Var Oldu? | Sanatın Doğuşu ve Gelişimi

Tarihten günümüze kadar sanat, biriken bilgi, fikir, düşünce ve inançların aktarılmasını sağlayan en büyük vasıta olmuştur.

Tarih öncesi dönemde yaşayan insan toplulukları, konuşarak bilgilerini aktarmanın zorluklarını aşmak için, sanata başvurmuşlardır.

Heyecan, Emre Efe
Emre Efe

Mağara duvarlarında bulunan hayvan, insan figürleri bunu göstermektedir.

Çeşitli avlanma taktikleri, hangi hayvanların avlanılacağı gibi bilgileri bu sayede kendinden sonraki nesillerine  aktarılabilmişlerdir.

Tabi ki sadece güncel bilgilerini paylaşmamışlardır. Aynı zamanda inanışlarını aktarmak için de bu yola başvurmuşlardır.

Yazıya devam etmeden önce, Emre Efe’nin eserlerini keşfetmek için hemen tıkla!

Sanatın Doğuşu ve Gelişimi

İnsan düşünmeye başladığından beri çevresini anlamlandırmak ister, çünkü yaşadığı çevre tehlikeler ve bilinmezlerle dolu.

Bu sebeple, her şeyi anlayabileceği bir hale çevirmesi gerekir. Yağmurun yağışı ne anlama gelir, şimşek neden oluşur, doğa neden hem bu kadar çetin ve aynı zamanda bu kadar naif.

Bu sorulara cevap veremez ve mantık çerçevesine oturtamaz ise hayatta kalması zordur.

Bu sebep ile bulduğu anlam ve bilgileri yaşadığı çevresi ile biriktirmesi şart. Doğal olarak, birikimi kesin kılması için sözlere değil daha kalıcı şeylere ihtiyaç duyar.

Duvarlara, doğru olarak kabul ettiği bilgileri çizer ve ya insanlarını koruduğuna, geliştirdiğine inandığı güçleri heykellere aktarır.

Bu anlamlandırma ve aktarma ihtiyacı sanatı oluşturan en büyük sebeptir.

Sonrasında iklimin değişip son buzul çağının da sona ermesi ile dünya üzerinde artan yaşam şartları, küçük topluluklar halinde yaşayan insanların, yeni güvenilir bir düzeni keşfetmesine olanak tanır.

Emre Efe, Yol
Emre Efe, Yol

Tarım devrimi ve kentleşme. Küçük topluluklar halinde ve göçebe olarak yaşan insanların şartları zordur. Ne zaman av bulunacağı belli değil, doğal şartların nasıl bir anda değişeceği belli değil.

Bu ve benzeri sebepler, kalabalık toplum oluşmasının önünde engel olmaktadır. Ancak dünyanın değişimi ve tarımın keşfi ile nihayet güvenilir, ön görülebilir gıda sağlanabilmiştir.

Bu öngörülebilirlilik insanların toplum oluşturup, bir arada yaşayabilmesine olanak sağlamıştır.

Toplu halde kalabalık nüfuslar ile yaşamak küçük topluluklar halinde yaşamaya göre başka dinamiklerin gelişmesini gerektirir. 

İş bölümü, dayanışma, toplum, millet, alışveriş, liderlik, din vesaire. Bu ve bunun gibi kavramların gelişmesi ile sanat da temelde aynı ama yansıyışta değişmesi gerekti.

Sanatın Toplumsal Tarihi

Artık sanat, bilgilerin ve deneyimlerin aktarılmasının yanı sıra toplumun hikayelerini, kahramanlık öykülerinin görselleştirilmesini, önemli olay ve kişilerin tanıtılmasını, dinin propagandasının yapması gibi alanlarda kullanılmaya başlandı.

Çünkü topluma ulaşmak, kontrol etmek, onları ortak paydada birleştirmek çok kritik bir öneme sahipti (şimdi de öyle ancak araçlar değişti).

Tabi ki bu dönemlerde sanat, farklı amaçlarda da kullanılmıştır, mesela güç, zenginlik göstergesi olarak. Ancak o dönemde genel sanat anlayışı olarak kabul görülen, devletlerin ve dinin egemenliğinde sürdürülmesidir.

Bu kanı orta çağın sonlarına dek sürmüştür. Din ve devletlerin baskısı altında kalan sanat ve bunu icra eden sanatçılar ekseriyetle kendi fikirlerini topluma ifade edemezler ve sanki birer işçi gibi çalışırlar.

Bu baskı sadece sanat üzerinde değil aynı zamanda toplumun üzerindeydi. Yüzlerce yıllık biriken bu baskı yeniden doğuş devrimini getirdi. Rönesans, yeniden doğuş ve aydınlanma devri.

Rönesans Dönemi
Rönesans Dönemi

Bu yeni gelen devir, dünya düzenini büyük ölçüde değiştirdi aynı şekilde sanat da değişim geçirdi. Rönesanstan önceki baskıcı toplum kendini yenileyerek artık bireyin ön plana çıktığı, farklı fikirlerin konuşulabildiği renkli bir döneme girdi.

Bu sayede sanatçılar da kilise ve devlet baskısından kurtulup, daha bireysel daha gözleme dayalı özgür fikirler üretmeye başladılar.

Klassizmin Ortaya Çıkışı

Doğanın esas ve örnek alındığı gerçekçi, perspektif algısının kullanıldığı, dengeli, uyumlu ve matematik içeren sanat eserleri üretilmeye başlandı. Rönesans dönemi başlıca sanat akımı olan klassizm ortaya çıktı.

Bu akımın ise en büyük öncüleri ise Leonardo da Vinci, Micheangelo Buonarroti, Raffaello Sanzio’dur.

Bu dönem sonrası sanat çeşitli akımlar ve yeni fikirlerce dallanarak günümüzdeki halini almıştır. Baskıdan kurtulma, yeni fikir ve görüşlere açık olmak, sanatı beslemiş ve bunun sonucunda sanat ise müreffeh toplumlar yaratmıştır.

Bu yazıda anladığımız üzre sanat bir gerekliliktir ve toplumları her daim ileriye taşıyacak yegane araçtır.

Teşekkürler.

Sanat eseri sahibi olmak için hemen tıkla!

Comments (1)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close