Sulu Boyaya Giriş | Sulu Boya Nasıl Yapılır?

Sulu Boya Kısa Tarihçe

Sulu boyanın tarihinin Paleolitik dönemlere ve mağara resimlerine kadar uzandığı biliniyor.

En eski bulgular kırmızı toprağın suyla karıştırılarak mağara duvarlarının boyandığını ortaya koyar. Eski Mısır döneminde de suluboya yaygın olarak kullanılmıştı.

Uzak Doğu’da Çin elyazmalarında ve minyatürlerinde de kullanıldığını biliyoruz. İslam minyatürlerinden Orta Çağ Avrupa resimlerine kadar bu malzemenin izi sürülüyor.

Batı Sanatının tarihinde en eski örnek olarak Albrecht Dürer’in (1471-1528) resimleri verilir. Ardından Hans Bol (1534-1593) ismi verilebilir.

Bu erken dönem iki Alman sanatçı örneğine rağmen suluboyanın esas vatanı Britanya olacaktır. Burada William Blake, William Turner, John Constable, Thomas Gainsborough, John Cotman vd. gibi önemli ressamlar suluboyayı etkin biçimde kullanmışlardır.

Fransa’da Honoré Daumier, Eugene Delacroix, Paul Cezanne, Paul Signac gibi ressamları örnek verebiliriz.

Modern resim geleneği içerisinde de Kandinsky’den Nolde’ye Klee’den Schiele’ye kadar listeyi uzatabiliriz. 

Yazıya devam etmeden önce, Hakan İsmail Şiriner’in eserlerini görmek için hemen tıkla!

Albrecht Dürer, Genç Tavşan, 1502
Cezanne, natürmort, 1902
Turner, Portsmouth, 1824
Kandinsky, The Great Gate of Kyiv.1928
Klee, With the Egg, 1917

Sulu Boya Malzemeleri

Boyalar

Sulu boyalar toz pigmentlerin çeşitli bağlayıcılarla birleştirilmesiyle oluşur. Geleneksel yöntemde toz pigmentler arapzamkıyla (gum arabic) birlikte ezilir.

Bazı pigmentlere bal, sığır ödü (ox gall), gliserin gibi malzemeler de eklenir. Elde edilen boyanın çözücüsü ve incelticisi su olduğu için suluboya denilir.   

Sulu boya resimde boyalar tüp, tablet ve likit olarak 3’e ayrılır. Tüp sulu boyalar doğrudan tüpten palete sıkılarak kullanıldığı gibi sonradan kullanmak üzere palete sıkılıp bekletilebilir. Bu şekilde sıkılan boya, tablet suluboya gibi taşlaşacaktır.

En çok kullanılan tablet sulu boyalar boyanın küçük kutucuklarda dondurulmuş halidir. Tabletler tek olarak üretildiği gibi set olarak da üretilmektedir. Paletiyle birlikte sunulan tablet setleri en çok tercih edilen setler olmaktadır.

Likit sulu boyalar ise Ecoline olarak da bilinen mürekkep benzeri kullanılan boyalardır.

Bu boyaların dışında sulandırılabilir kalemler ve pastel çubukları da bulunur.

Tablet sulu boya seti
Tüp sulu boyalar ve palet
Sıvı sulu boyalar
Porselen palet

Sulu Boya Fırçası

Sulu boya fırçaları su ve boya tutma kapasitesi yüksek ve kılları yumuşak fırçalardır. Temelde organik ve sentetik olmak üzere ikiye ayrılır.

Organik fırçalar samur, sincap, tavşan, gelincik midilli vd. gibi hayvan kıllarından yapılır. Günümüzde sentetik fırçalar da bu kılları simüle eden düzeye yaklaşmıştır.

Fırçaların kıl yapısı itibariyle çeşitleri: yuvarlak uç (round), kedi dili (filbert), düz uç (flat), çizgi fırçası/dal fırça (rigger), yelpaze (fan), ponpon fırça (mop), kesik uç (angle), kılıç (sword). Bunların dışında çok çeşitli özel efekt fırçaları da bulunmaktadır.

Fırça çeşitleri

Sulu Boya Kağıdı

Sulu boyada en önemli malzeme kâğıttır diyebiliriz. Bu nedenle kâğıdın seçimi ve konuya uygunluğu için dikkat edilmelidir. 

Kâğıdın suyu tutması ve çok katmanlı çalışmaya uygunluğu açısından yüksek gramajlı olması önemlidir. En çok kullanılan gramaj 300 gr olmakla birlikte 160, 180, 220, 300, 640 gr gibi farklı gramajlar bulmak mümkündür. Bu gramajlar kâğıdın m2 ağırlıklarıdır.

Resimde en iyi sonucu verecek olan kağıtlar %100 pamuk kağıtlardır. Bu kağıtlar, suyu iç katmanlara kadar emmesi, renk doygunluğu, parlaklığı/canlılığı ve yüzey dağılımı açısından en üsttedir. Pamuk kağıtların dışında pamuk+selüloz karışımlı ve sadece selüloz kağıtlar da bulunmaktadır.

sulu boya kağıt çeşitleri

Kâğıt dokuları

Kâğıdın hammaddesinin yanı sıra dikkat etmek gereken bir başka nokta da kâğıdın dokusudur (grain) ve bu dokular temelde üçe ayrılır.

  • Hot Press (Sıcak Baskı): Sıcak merdanelerle preslenen bu kağıtların yüzeyi pürüzsüzdür. Detaylı ve ayrıntılı çalışmalar için uygundur.
  • Cold Press (Soğuk Baskı): En çok tercih edilen bu baskı kağıtların yüzeyi hafif pürüzlü dokudadır ve bu dokular üreticiden üreticiye değişir.
  • Rough: Rough baskılar adının işaret ettiği gibi oldukça pütürlü ve kaba bir dokudadır. Bu nedenle ince ayrıntılı çalışmalar için uygun değildir. Çoğunlukla fırça darbelerini, dokulu çalışmayı sevenler tercih etmektedir.

Diğer Gereçler

  • Kâğıt bant: kâğıdın dalgalanma yapmasını engellemek için altlığa germekte ve geniş alan maskelemede kullanılır.
  • Maskeleme sıvısı: Resimde beyaz olarak kalmasını istediğiniz bölgelerin üzerini kapatan likit lateks benzeri bir malzemedir.
  • Altlık: Kâğıdı sabitleyeceğiniz düz zemin. Ahşap, duralit, pleksiglas gibi malzemelerden kesilir. Altlık için suyu emmeyen bir malzeme seçilmesi kâğıdın daha uzun süre nemli kalmasını sağlayacaktır.
  • Sünger: Fırçadaki fazla su ve boyayı almak için kullanıldığı gibi kâğıdı ıslatmak ya da çeşitli efektler vermek için de kullanılır. 
  • Su kabı: Fırça yıkama/temizleme ve fırçaya su almak için kullanılır. Fırça temizleme kabı ve temiz su alma kabı ayrı tutulursa daha parlak ve canlı renkler elde edilecektir. 
  • Palet: boyanın karıştırıldığı bu malzemelerde en iyi sonuç porselen ve emaye gibi materyallerde alınırsa da suluboya için özel üretilmiş plastik ya da metal paletler de iyi sonuç vermektedir. 
  • Kalem: Eskiz için B-2B gibi kalemler tercih edilebilir.
  • Silgi: Kâğıda zarar vermeyecek yumuşak silgiler ve hamur silgi yeterlidir.

Sulu Boya Teknikleri

 Sulu boya resminde sanatçılar kendine özgü birçok teknik geliştirebilir ancak burada boyamada en çok kullanılan 4 tekniğe göz atabiliriz. Bu teknikler resimleme ya da boyama teknikleridir.

Bunların yanı sıra kâğıt üzerinde renk karıştırma, boya kaldırma, tuz ekleme, su sıçratma, kazıma, alkol/kolonya damlatma vd. gibi efekt oluşturma teknikleri de bulunur.  

Sulu boyaya yeni başlayanların tüm teknikleri deneyerek fırça-su-renk tepkilerini izlemeleri ve aşina olmaları gerekir.

Islak üzerine ıslak tekniğinde kâğıt ıslatılır. Suyla inceltilmiş boya da fırçanın kılları ıslakken yüklenir. Böylece kâğıt da fırça da ıslak olduğu için suyun yardımıyla renk geçişleri ve yayılım sağlanacaktır. Bu teknikte formlar ve konturlar yumuşadığı, birbirinin içinde eridiği için, suluboyanın ruhunu veren başat tekniktir diyebiliriz.

Bu teknikte 300 gramdan daha düşük kağıtlarla çalışılması özellikle yeni başlayanlara tavsiye edilmez. 

Kuru üzerine ıslak tekniğinde öncekinden farklı olarak kâğıt kuru bırakılır. Düşük gramajlı kağıtlarla çalışırken be teknik kullanılabilir.

sulu boya teknikleri
Sol: Islak üzerine Islak – Sağ: Islak üzerine Kuru

Islak üzerine kuru tekniği ıslak kâğıdın üzerine kuru fırça ile çalışılmasıdır. Rengi çok daha yoğun olarak verir ve yayılım mesafesini azaltır.

Kuru üzerine kuru tekniği ise kuru kâğıdın üzerine kuru fırça darbeleriyle çalışmaktır. Genellikle resmin son aşamasında efektler vermek ya da keskin/belirgin hatları ortaya çıkarmak için kullanılır. 

sulu boya teknikleri
Sol: Kuru üzerine Islak – Sağ: Kuru üzerine Kuru

Sulu Boya Resim Oluşturma Aşamaları

Son olarak bir resim oluşturma kısmına değinebiliriz. Kompozisyon kurma, açık-koyu renk değerleri, tonalite gibi resmin temel ilkeleri suluboya için de geçerlidir. Suluboya resim, malzemenin tekniği ile resmin kendi değerlerinin örtüşmesi sonucu oluşacaktır.

Dikkat etmek gereken nokta suluboyanın şeffaf bir malzeme olmasından dolayı açıktan koyuya doğru çalışmak ya da açık değerleri kaybetmeden boyamaktır.

Şimdi elimizde iyi kompozisyona sahip bir eskiz (örneğin iyi bir fotoğraftan alınmış) olduğunu düşünerek resimleme aşamalarına değinelim. 

sulu boya çalışma

Eskiz: Bu eskizi bir fotoğraftan çıkardım. Bazı yerlerde fotoğraftan ayrılarak resmin diline daha uygun olduğunu düşündüğüm bir eskiz oluşturdum.

İlk katman: Bu aşamada ıslak kâğıdın üzerinde var olan formlar yukardan aşağıya gelecek şekilde boyanır. Bu ilk yıkama adeta resmin renklerinin astar şeklinde atılması gibidir. Buna rağmen renk geçişleri, ışık gölge hassasiyetleri de verilir.

Örnekte, ilk katmanda genel renklerin adeta astar gibi atıldığı görülüyor.

sulu boya çalışma

İkinci katman: ikinci katmanda kâğıt biraz daha suyu çekmiş olur. Dağılmalar, yayılmalar daha azdır. Dolayısıyla formlar ortaya çıkarılır.

sulu boya çalışma

Final: Burada ise artık kurumuş olan kâğıdın üzerine son rötuşlar ve belirgin olması gereken hatlar fırçayla çizilir. Suluboya resim şeffaflığından dolayı çok katmanlı çalışmaya imkân vermektedir. Kâğıdın izin verdiği ölçüde katman katman boyamalarla da resim oluşturulabilir.

Final katmanında ise yazı ve motif gibi net formlar eklenerek resim tamamlanıyor:

sulu boya çalışma aşamaları

Suluboya akışkan bir malzeme olduğu için bu resimlerin ruhunda formların ve renklerin birbiri içinde erimesi vardır. Bu nedenle bütünüyle netlik oluşturmaya çabalamak gerekmez. Suyun akışkanlığının size sunacağı rastlantısal lekeler veya geçişler de resme katkı sağlayabilir.

Bunun için bir suluboya ressamı, resim yüzeyinin tamamını gözlemler. Elbette ki resmin nasıl devam ettirilip nasıl sonlandırılacağı noktasında nihai karar sanatçının kendisindedir.  

sulu boya örnek çalışma
Sulu boyada renk pasajlarına bir örnek. Resim detayı.

Blog | Sanatyapiyo’daki daha fazla yazıya ulaşmak için hemen tıkla!

Hakan İsmail Şiriner

Resim, mağara duvarlarına iz bıraktığı kadim günlerden beridir "büyüsel" (ve büyülü) bir nitelik taşıyagelmiştir. Bakışlarımızı sanatsal üretimin köklerine doğru yönelttiğimizde, bulacağımız temel kavramlardan biri "büyü"dür. Dansın, heykelin, şiirin... yanı sıra resmin de temel işlevlerinden biri buydu. Has resimlerin tümünde var olan, muhatabını etkileyen, onu bir "an" için olsun, kendi mümkün dünyasına çeken “güç” de denebilir buna. Ben resmi, kendi resimsel uzamında bambaşka mekanlar kurabilme imkânı olarak görmekteyim. Bu, resmin seyircisi için adeta bir rüyaya dahil olmaya benzer. Öyle ki bir başkasının rüyasına (dünyasına) çağrılmış veya birden içine çekilmiş gibi. Böylece resim seyircisine bir yolculuk vadeder. Resmin büyüsünün işlevi biraz da bu yolculuk deneyiminin ta kendisidir. Bu minvalde resim yapmayı, kimi zaman düşsel bir şehrin kapısından girerek öteki zaman/mekanlara geçiş yapabilme vesilesi, kimi zaman bir inzivaya çekiliş hali olarak görürüm. Buna kısaca halden hale geçmek de diyebilirdim sanırım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close