Osman Hamdi Bey Kaplumbağa Terbiyecisi

Bu yazımızda Türk sanat ve kültürü adına çok önemli bir isim olan Osman Hamdi Bey’den bahsedeceğiz.

Osman Hamdi Bey’in hayatı, çalışmaları ve en ünlü eseri Osman Hamdi Bey Kaplumbağa Terbiyecisi’ni anlattığımız bu yazıyı umarım beğenirsiniz.

Osman Hamdi Bey Hayatı

1842 ve 1910 yılları arasında yaşamış olan Osman Hamdi Bey İstanbul’da İbrahim Edhem Paşa’nın oğlu olarak dünyaya geldi.

1856’da Mekteb-i Maarif-i Adliye’de, 1860’da ise Paris’e giderek hukuk eğitimine başladı. Daha sonra resim ve arkeolojiye yönelen sanatçı Paris Güzel Sanatlar Okulu’na kayıt oldu.

Paris’teki eğitimi 9 yıl süren Osman Hamdi Bey, resim eğitimi için aynı zamanda Jean Léon Gérome ve Gustave Boulanger atölyelerine devam etti.

1869 yılında geri dönen Osman Hamdi Bey, 1876 yılında ilk Meclis-i Mebusan’da milletvekili olarak görev yaptı. 

Osman Hamdi Bey Tabloları

Osman Hamdi Bey sanıldığı gibi yalnızca ressam değildi. Aynı zamanda ilk arkeoloğumuz olma özelliğini de taşımakta. Türkiye’de birçok işe öncülük etmiş olan Osman Hamdi, İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin yöneticisi ve Türkiye’de müzeciliğin kurucusu olarak da bilinmektedir.

Bunların yanında Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu olan adıyla Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nin yaratıcısıdır.

Müzecilik alanında çok önemli çalışmalar yürüten Osman Hamdi Bey’in yabancı dil bilgisinin ve kültürel birikimi bu alanda ona oldukça yardımcı oldu.

Müdürlüğü zamanında müzenin yeni bir yapıya aktarılması ve genişletilmesi, Çinili Köşk’teki çinilerin onarılması, lahitler için ek bir bölüm açılması, müze kütüphanesinin genişletilmesi gibi birçok çalışma yürüttü.

Bu tür çalışmaları sayesinde, birçok bilim kuruluşundan fahri doktorluk belgesine layık görüldü. Türkiye’de arkeolojinin temellerinin atılması için oldukça önemli bazı bilimsel araştırmaları yönetti veya katıldı. 

Osman Hamdi Bey’in adını uluslararası bilim çevrelerinde oldukça saygın bir düzeye yükselten çalışması ise Sayda Kazısı’dır. Sayda Lahitleri 1887 yılında Osman Hamdi Bey tarafından ortaya çıkarılmış olup Sayda’daki (Sidon) kral mezarlarına ait lahitlerdir.

Çıkarılan 18 lahidin 7’si bulunduğu yer olan Nekropol’de bırakılmış, diğerleri ise büyük bir titizlikle İstanbul’a getirilmiştir. Paha biçilmez değerdeki lahitlerinden en önemlisi İskender Lahdi, en eskisi ise Tabnit Lahdi’dir.

Müzenin müdürü olarak yaptığı en önemli işlerden biri de tarihi eserlerin yurt dışına çıkarılmasını yasaklatmaktır, onun sayesinde birçok eser bugün Türkiye sınırları içerisinde kalabildi.

Osman Hamdi Kaplumbağa Terbiyecisi Hikayesi

Gelmiş geçmiş en ünlü Türk ressamlardan olan Osman Hamdi Bey’in herkesin bildiği, ünü ressamın kendisini de geçtiği Osman Hamdi Kaplumbağa Terbiyecisi’nden biraz bahsetmek istiyoruz.

Eserin 1906’nın 1 Mayıs günü Paris Grand Palais’de açılan, Fransız Sanatçılar Derneği’nin düzenlediği Salon sergisi için yapıldığı düşünülmektedir.

Fransızca adı “L’homme aux Tortues”  yani Kaplumbağalı Adam olarak anılmakta olup, sergiye ait katalogların birindeyse ingilizce adı kısaca “Tortoises” (Kaplumbağalar) olarak geçmektedir. 

Osman Hamdi Bey eserlerinde; gözlemlediği ortamları, objeleri, insanları bozmadan tüm gerçekçiliğiyle yansıtmasına rağmen gördüklerinin onun fırçasından çıktığında bu kadar özgün ve karakteristik bir kişiliğe bürünmesi oldukça hayret verici.

Ama yine de bu eser hakkında bizi büyüleyen özelliği bu değil. Bizce bu eserin arkasındaki hikaye, sanatın güzelliğini anlatan oldukça etkileyici bir hikaye.

Osman Hamdi Bey bu eserin yapılışından tam 37 yıl önce Bağdat’tayken babasına bir mektup yazar. Bu mektupta Tour de Monde dergisi zevkle okuduğundan ve Aimé Humbert adındaki İsviçreli diplomatın Japonya’da gördüklerinden bahsettiği kısmın özellikle ilgisinin çektiğinden bahseder.

Bu makalede küçük bir davulla çaldıkları ritim eşliğinde kaplumbağalara sıra halinde yürümeyi, alçak bir masanın üstünde üst üste dizilmeyi öğrettiklerini anlatan ve genellikle Koreli olduğu belirtilen kaplumbağa terbiyecilerinden bahsedilmektedir.

Osman Hamdi Bey’in tablolarında tarihi mekanları sıkça kullandığını söylemek doğru olur, bu eserinde yer verdiği Bursa Yeşil Cami ise yine eserlerinde görmeye alışık olduğumuz bir mekan.

Bursa Yeşil Cami’nin üst kat odasında Doğulu giysiler içinde bir erkek figürünün yerdeki yeşillikleri yemekte olan kaplumbağaları düşünceli bir tavırla izlediğini görüyoruz. Aslında bu figür Osman Hamdi Bey’in ta kendisi. Osman Hamdi Bey’in kendini resmettiği tek eser de bu değil üstelik.

Ressam, istediği açılardan fotoğrafını çektirip, daha sonra kendi fotoğraflarına bakarak kendini resmettiği eserleri gözlemlemek mümkün. Bu eserde ressam elinde bir ney tutuyor, sırtında ise nakkare veya kudüm cinsinden bir vurmalı çalgı durduğunu görüyoruz.

Sırtında yer alan çalgılar derviş olabileceğini düşündürse de, başlığının “yemeniler dolanmış keçe kalpak” olarak tanımlanan “Mardinli Kürd” tipinin başlığına benzediği söylenir. Osman Hamdi Viyana’dayken, bu giysiyle çektirdiği bazı fotoğraflar mevcut.

Kaplumbağa Terbiyecisi eserinin ikinci bir versiyonu olduğunu biliyor musunuz?

Osman Hamdi Bey 1907 yılında daha küçük boyutta ilkine çok benzer ikinci bir versiyon çalışır. Dünürü Salih Manir Paşa’ya ithaf ettiği bu ikinci versiyonda bu sefer beş değil altı kaplumbağa vardır.

Osman Hamdi Bey ve Sanatına Bir Bakış

Çağdaş kültürümüzün yakın geçmişine bakıldığında, Osman Hamdi Bey gibi bir başka kişi bulmak oldukça zor. Yalnızca ressam kişiliğiyle değil ayrıca yönetici ve bürokrat yönüyle de çağdaş Türk sanat ve kültürünün kurumlaşmasında ve biçimlendirilmesinde oldukça önemli bir payı vardır. 

Paris’te gördüğü sanat eğitimi dolayısıyla, kompozisyonlarında belgeci bir görüş ve klasik tarzın esintilerini görmek mümkündür.

Doğu kültürünün yansıtılması, tarihi mekanlar ve kıyafetler; tüm bunların Osman Hamdi’nin kendine has fırçası ve gözlem yeteneğiyle birleşince eşi benzeri olmayan anıtsal boyuttaki figürlü kompozisyonlar sanat tarihinde önemli bir yer buldu. Resim onun için doğanın bir izleyicisi olmalıydı.

Figürün yansıtılmasına yardımcı olacak en ufak bir detay bile muhteşem bir gözlemle Osman Hamdi’nin disiplinli, titiz ve kuralcı fırçasından geçip tuvale aktarılmıştır. 

Osman Hamdi Bey’in çağdaş sanatımıza getirdiği yeniliklerden biri de anıtsal nitelikli figür ressamlığının yolunu açmış olmasıdır. Ondan önce veya sonra da uzun bir süre böylesine bir figür ressamlığı görülmedi.

Osman Hamdi Bey’in Eserleri

Çalışmaları, ülkemize sanat ve kültür bakımından kattıkları, titiz ve özgün fırçası ile dünyaca ünlü Türk ressamlarından biri olan Osman Hamdi Bey ve eserleri hakkında bilgiler verdik. Umarım faydalı bir yazı olmuştur.

Sanat dünyasına adım atmak ister misin? Hemen keşfet!

Sanatyapıyo

Sanatyapıyo, online sanat topluluğu. Sergi, koleksiyon ve eser pazar yeri platformu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close