Kuru Boya ile Etkili Resim Nasıl Yapılır?

Kuru boya şu aralar oldukça revaçta ve piyasada çok fazla ürün var ve haliyle doğru ürünü nasıl seçeceğiz diye kaygılanıyorsanız, sizlere bu yazım ile yardımcı olacağım.

Kuru boyada önemli olan blending (kaynaştırma) işlemidir çünkü kuru boya katman katman çalışmanız gereken bir boyadır.

Bunu Photoshop mantığı gibi de düşünebilirsiniz.

Kuru boya için bazı solventler (çözücü) var ancak artık ülkemizde satılmıyorlar.

Yine de üzülmeyin kendi keşfettiğim bazı yöntemler var, onları size açıklayacağım.

Kuru Boya ile Tonlama Nasıl Yapılır?

Kuru boya ile çalışırken hangi boyanın hangi boya ile etkileşime gireceği önemlidir.

Gri ve beyaz rengi kuru boyanın can damarıdır. Bir set alırken bu ikisinin sete dahil olmasına dikkat edin.

Beyaz kuru boya en iyi Prismacolor’da var, diğerleri ne yazık ki iyi kaynaşmıyor.

Beyaz boyanın işlevi oldukça geniş. Beyaz boya renk açmak hem de bazı yerlerde düzgün geçiş sağlamak için kullanılıyor.

İki tip kuru boya var birincisi yağ bazlı ikincisi ise bal mumu kullanılarak yapılıyor.

Peki, bunlardan hangisi daha iyi?

Yerine göre değişiyor. Eğer bir portre çalışacaksanız bal mumu bazlı boyalar daha iyi ama manzara çalışacaksanız kolay dağıldıkları için sıkıntı çıkıyor, ama manzara resminde küçük alanlarda oldukça ideal.

Portre, kuru boya çalışması
Portre, 29 x 21

En iyi bal mumu bazlı boyalar Prismacolor ve Caran d’Ache Luminance serisi. Maalesef ki bu iki boya da oldukça pahalı, eğer bütçeniz biraz darsa size Derwent’in Colorsoft serisini öneriyorum. Ben iyi sonuçlar aldım.

Eğer daha sert kuru boyalardan hoşlanıyorsanız Derwent’in Artist serisine bakabilirsiniz ama benim için sert boyalar ile çalışmak ciddi bir mesele.

Size önerim resme yeni de başlayacak olsanız sakın ucuz boya almayın. Ne en pahalısını alın ne en ucuzunu. Ortanın bir tık üzerini alırsanız düzgün işler çıkar.

Kaliteli malzeme işinizi kolaylaştırır ve işkence çekmezsiniz. Yaptığınız resme göre boya seçmeniz lazım.

Hayvan resimleri yapıyorsanız tercihiniz Faber Castell’ın yeşil serisi (sanatçılar için) olan Polychromos olabilir ama beyaz rengi oldukça kötü.

Aslında önemli olan tüm boyaların 12’li setlerini alarak deneme yapmak. Bu boyaların 12’lileri nispeten uygun fiyatta oluyor.

Elinizde ne kadar çok marka olursa o denli iyi işlere imza atarsınız çünkü tek markaya bağlı kalmak kendinizi sınırlandırmak demek.

Şu ana kadar en iyi performans aldığım boya ise Talens‘in Van Gogh kuru boyaları.

Kaliteli boyalarla ne kadar az da bastırsanız zemin kolayca boyanır, eğer renklerin iç içe girdiği çalışmalar konusunda uzmanlaşmak istiyorsanız size bazı tüyolar verebilirim.

Kaliteli boyanın farkı nedir? 

Pigment yoğunluğu ve gücü.

Şimdi de kuru boyada en çok kafa karıştıran asıl probleme geldik.

Kaynaştırma ve yanlış renk kullanımı çalışmanızı etkisiz hale getireceği için ufak kağıtlarda denemeler yapın hatta Art Talens’in istediğiniz ölçüde sketch defterini alarak, korkusuzca çalışabilirsiniz.

Hem de tek tek kâğıt heba etmemiş olursunuz. Kuru boya için bence en ideal defter 35×50 Canson Drawing yazan resim defteri.

Hepsini yazının altında nereden alabileceğinize dair linkler bırakacağım. Kaynaştırma için Touch marka twin marker alabilirsiniz. Bu marker şeffaf olduğu için kaynaştırmak istediğiniz yere sürebilirsiniz.

Renkleri kalıp gibi bırakmamaya özen gösterin. Kalemleri sıkmadan yatay tutun ve serbestçe boyayın.

Sabır önemli. Önce yatay sonra dikey boyayabilirsiniz ama önemli olan aynı yöne sürekli boyamamak.

Burada tersine boyamak oldukça işe yarıyor.

Hatta kuru boya ile markerı, soft pasteli de beraber kullanabilirsiniz. Çok güzel bir etki olacaktır.

Piyasada satılan blender ve burnisher kalemler de kaynaştırma ve parlatma için kullanılıyor ancak pek tavsiye etmiyorum.

Önemli olan kesişen renkler üzerinden birkaç kez geçmek ve aradaki sertliği kırmak yoksa renkler parça parça kalır ve sonuca gitmeniz zorlaşır.

Tüm boyaların mantığı aynı ve en kolay olanı kuru boya. En zor olanı da sulu boya.

Kuru boyada renkler üst üste gelince resme gerçekçilik geliyor, acemi gibi olmamak için boyaları hep bastırın ve kalemlerin çabuk tükenmemesi için de maket bıçağı kullanarak uçlarını açın.

Derwent’in kollu kalem tıraşını da bütçeniz varsa alabilirsiniz. İnce uçlu kalem silgiler de önemli, onları beyaz alan yaratmak için tercih edebilirsiniz. O sildiğiniz alanı da beyaz soft pastel boya ile boyayabilirsiniz, bu şekilde resminiz daha canlı gözükür.

Kuru boyadaki tonlama kara kaleme benzediği için sizi zorlayacağını düşünmüyorum. Bazı tekniklerden de kısaca bahsedeyim:

Örneğin portrede saç yaparken saçları daha efektif hale getirmek için maket bıçağı ile saçların arasına saç teli eklenebilir. Bunu ince çiziklerle yapmak lazım. Yine aynı şekilde motif yapmak istiyorsanız maket bıçağı ile belirli yerlere kesikler atmak.

Kuru boya ile resim yapmadan önce kurşun kalem ile çizin ve eğer çok koyu hatlar çekerek çizdiyseniz hamur silgi aracılığıyla kurşun kalemi yumuşatabilirsiniz.

Kurşun kalem portre çalışmalarında daha güzel bir etki yaratıyor, ancak manzara resmi için aynısını söylemek zor.

Kuru boya manzara resmini aynı yağlı boya edasıyla yapabilirsiniz ve görenler yağlı boya yaptığınızı düşünebilir, önemli olan plastik dağıtıcılar ile boyaları parlatmak.

Boyanın üzerlerinden geçince matlığı kayboluyor. Katmanlama, karıştırma ve gölgelemeyi iyi çözdüğünüz takdirde resminiz ilgi çekici hale gelir.

Bir diğer mevzu da renkli kağıtlar kullanarak, renklerin vurucu gücünü arttırabilirsiniz. Mesela bunun için tek tek satılan gri kağıtlar var.

Resminiz bittikten sonra fiksatif sıkmayı unutmayın. Önerim Talens’in pastel fiksatividir.

Kuru boya ile etkili resim nasıl yapılrı?

Arzu Çevikalp

Arzu Çevikalp, 1982 yılında İstanbul'da doğdu. Çocukken bale, piyano gibi eğitimlerin yanı sıra cam boyama, seramik ve resim dersleri aldı. Lisans eğitimine Maltepe Üniversitesi - İç Mimarlık ile başlayıp ikinci sınıfta eğitimini yarım bıraktı. Sanata olan tutkusu nedeniyle Yeditepe Üniversitesi - Görsel İletişim Tasarımı lisans bölümünü bitirdi ve yine aynı üniversitede Medya ve İletişim Yönetimi alanında yüksek lisansını yaptı. Sanatla bağı hiç kopmayan Çevikalp, bu alanda da kendini yetiştirdi ve birçok sanat akımıyla haşır neşir oldu. Resimde kusursuzluğu değil bütünlüğü ve derinliği aradı. Canlı renkleri tercih etti. Karl Schmidt - Rottluff, Monet, Dali, Rembrandt, Van Gogh ve Pierre Auguste Renoir gibi sanatçılar en sevdiği ressamlar arasında. Şimdilerde Talens, Derwent ve Fabriano markalarının resmi "sanat elçiliği"ni yürütmektedir. Türkçe hariç altı dil bilen Çevikalp, on beş yıldır sanat alanında köşe yazısı yazmaktadır. Tasarım ve resim çalışmalarını atölyesinde sürdürmektedir. Sanat Anlayışı "Sanat yaraları saran bir ilaçtır" İçimden geçenleri özgürce ortaya koyarak özgünlüğe doğru yol alıyorum. Kuralım yok, sanatın beni götürdüğü yerdeyim. İzlenimcilik, fovizm ve kübizm akımlarından beslenmeyi çok seviyorum. Seri resimler yapmayı tercih etmediğimden dolayı, tablolarımda alamet-i farikayı yakalamaya çalışıyorum. Ne kadar değişik ve sıra dışı olursa o kadar anlamlı. Her tablonun bir ruhu var ve o ruhu yansıtmaya çalışarak hem derdimi ortaya koyuyor de hem içsel dışavurumu gerçekleştiriyorum. Aslında bir bütün olarak ele aldığım sanat bana yapbozun parçalarını birleştirir gibi hissettiriyor. Bunu yaparken multidisipliner yapıdan uzaklaşmıyorum, çünkü günümüzün sanatsal projelerinde bu yapı gözetiliyor. Ekolojist olduğum için resimde sürdürebilirlik anlayışına önem veriyorum ve ilhamımı doğadan alıyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close