Bir Deli Dahi: Salvador Dali

Tarih boyunca en önde gelen sanatçılardan bazıları akıl hastalıklarıyla ilişkilendirilmiştir.

Birçok psikolog hala delilik ve yaratıcılık arasındaki ilişkiyi sorgulamakta ve bu konuda çalışmalar sürdürmektedir.

Eserleri kadar eksantrik kişiliği ile de tanınan Salvador Dali’yi de bu korelasyonun bir başka önemli örneği olarak lanse edebilir miyiz?

Yoksa Dali sadece arzuladığı şöhreti kazanmak ve ilgi çekmek için rol yapan bir sanatçı mıydı?

Bu hala tartışıla dursun, Sürrealizm denince ilk akla gelen isimlerden biri şüphesiz Salvador Dali’dir.

Salvador Dali Kimdir?

Nevi şahsına münhasır Salvador Dali, 1904’te İspanya’nın Katalonya kentinde orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi.

Küçük yaştan itibaren yaratıcı yeteneği fark edilen ve ailesi tarafından desteklenen Dali ilk sergisini 14 yaşında açtı.

Salvador Dali Portre Çalışması
Salvador Dali Portre, 49 x 35

Daha sonra Madrid’deki San Fernando Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi’ne kabul edilse de farklı kişiliği ve asi davranışları nedeniyle sanat okulundan bir değil iki kez atıldı ve asla mezun olamadı ama bu sanatını icra etmesine ve tüm dünyaya tanıtmasına engel olmadı.

Salvador Dali, psikanalizin kurucusu Sigmund Freud’un hayranıydı

Freud‘u ve onun rüyalar ve sanrılar biçimini alan cinsel baskı hakkındaki fikirlerini çok iyi biliyordu ve Sürrealistlerin bu rüyaları resimle yakalama girişimlerinden büyülenmişti.

Dali, Freud’un bilinçaltı çalışmalarından etkilenerek irrasyonel düşünceyi harekete geçirmek için paranoyak-eleştirel yöntem adını verdiği bir teknik yarattı.

Sık sık resim yapabilmek için bilinçaltına ve rüya dünyasına dokunmaya çalıştı ve böylece dikkat çeken ve alışılmışın dışındaki sanat eserlerini tuvale yansıtmaya başladı.

En çok tanınan eseri olan Belleğin Azmi’ni (The Persistence of Memory) henüz 28 yaşındayken resmetti.

Belleğin Azmi
Belleğin Azmi, Yağlı Boya

Bazı eleştirmenlere göre, Dali sanatıyla neyi canlandırmaya çalıştığından hiçbir zaman emin olamadı.

Bu yüzden tuhaf davranışları ve eksantrik yaşam tarzı ile kendi zihinsel sağlığının sorgulanmasını istedi.

İzleyicilerinin onu algılama biçimlerini değiştirerek eserleri hakkındaki görüşlerini etkilemeye çalıştı.

Salvador Dali Sözleri

Hayatı boyunca ünlü olmak, tüm dünyaya kendisini ve yaratıcılığını gösterebilmek için tüm yöntemleri kullandı.

“Bir dahi olacağım ve dünya bana hayran kalacak. Belki küçümseneceğim ve yanlış anlaşılacağım ama bir dahi olacağım, büyük bir dahi, bundan eminim.”

(Salvador Dali’nin 16 yaşındayken günlüğüne yazdığı not.)

Elbette ki yetenekli bir sanatçıydı ama başarılı halkla ilişkiler çalışmalarının da katkısını göz ardı etmemek lazım.

1929’da hayat arkadaşı, menajeri ve ilham perisi olan Gala ile tanışan Salvador Dali’nin kariyeri yükselişe geçti. Dali, Gala’ya tapıyor, Gala ise paraya tapıyordu.

Dali’nin yeteneğini fark eden Gala bunu paraya dönüştürmek için tüm fırsatları kullandı; eserleri ile ülke ülke dolaştı ve yeni alıcılar buldu.

Bu sırada ilgi odağı olmaya bayılan Dali ise eksantrik davranışları ve değişik yaşam tarzı ile sık sık gazetelere konu oluyor ve insanların ilgisini çekmeye devam ediyordu.

Gala gerçekten Dali’yi seviyor muydu yoksa sadece ondan yararlanıyor muydu bilinmez ama bu tartışmalı ilişki tam 50 sene sürdü.

Gala’yı hayatının aşkı olarak tanımlayan Dali, Gala’nın ölümünden sonra toparlanamadı; sanata olan tutkusunu kaybetti, yemek yemeği reddetti ve kendisini Gala’nın odasına kapattı.

Yavaş yavaş sağlığı bozulan Dali, 1989’da doğduğu topraklarda, İspanya’nın Figueras kentinde, hayata gözlerini yumdu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close