Natürmort Nedir? Natürmort Üzerine Derleme

Natürmort; istisnasız her resim kursunun ilk dersi, güzel sanatlar fakültelerinin vazgeçilmezi, Cezanne’nin elma, Van Gogh’un ayçiçek saplantısı…

Bizim için yemek salonuna asılan meyve dolu bir kase iştah açıcı olabilirken rengarenk çiçeklerden oluşan bir kompozisyon içimizi yaşam sevinciyle doldurabiliyor.

Diğer yandan meyvelerin bir gün çürüyeceğini, çiçeklerin solacağını düşünmek ölümü hatırlatabilir.

Natürmortun gizliden gizliye temsil ettiği “yaşamda ölüm” kavramının düşündürdükleri epey fazla.

Natürmort Nedir?

Fransızca “nature” doğa, “morte” ise ölü, cansız, anlamına gelmektedir.

Hollanda sanatında stillieven olarak adlandırılmıştır. İngilizcede ise benzer anlamıyla still life kelimesi kullanılmıştır.

Bu “hareketsiz hayat” anlamına gelir. Benzer şekilde Osmanlı döneminde askeri ve sivil okullarda batılı anlayışta konulan resim derslerinde  “tabiat-ı sakine” olarak adlandırılıyordu.

Ancak daha sonraları natürmort olarak Türkçe’ye geçti.

Kabaca tanımlanacak olursa natürmort manzara ve portre resimlerinin dışında kalan, çeşitli nesnelerin bir araya getirilerek bir kompozisyon oluşturmasıyla ortaya çıkan resim türüdür.

Genel olarak sanat alanında ayrı bir kategori halini alması 17. yüzyılın sonlarına doğru başlamıştır. Her ne kadar kendine geç yer edinse de Antik dönemlerde dahi natürmorta rastlanır.

Hangi Dönemde İlk Kez Natürmort ve Manzara Resmi Çalışılmıştır?

Antik mısır mezarlarında ölülerin öbür dünyada kullanması için yiyecekler tasvir edildi. Antik Yunan ve Roma sanatında da kendine yer bulan natürmort bu dönemde daha çok evleri süsleme amacıyla yapıldı.

Dolayısıyla natürmort sanat tarihi boyunca var olmuştur. Boşuna değil, Édouard Manet de natürmortu “resmin mihenk taşı” olarak tanımlar.

17. Yüzyıla kadar bu alanda eserler ortaya çıksa da genel olarak natürmort, portrelerde arka plan ya da resimdeki konuya ve ayrıntıya destek olarak işlendi.

Oysa natürmortun altın çağı onyedinci yüzyıldır. Hollandalı ressamlar natürmortu yeni bir alan olarak tanımladılar denilebilir.

Hollanda’nın ticaretteki üstünlüğü ve bunun getirdiği zenginlik bir sanat pazarının oluşmasını ve birçok önemli sanatçının ortaya çıkmasını sağladı. Sanat koruyuculuğu ve destekleyiciliği İtalyan Rönesansındaki gibi kilise yerine Hollanda’da zenginleşen orta sınıf burjuvazisinin elindedir.

Bu da katı kilise kuralları yerine sanatçılara özgürlük sağlamıştır. Sanatçılar dini temalar dışında başka konulara yönelmişlerdir.

Sonuçta natürmort, bağımsız, başlı başına bir konu olarak tablolarda yer almaya başladı.

Natürmort Meyve Tabağı

Natürmort denildiğinde ilk akla gelen çiçek aranjmanları ya da kasede meyveler olsa da konusu çok çeşitli cansız nesnelerden oluşabilir.

Bu nesneler geleneksel anlamda değerlendirildiğinde gündelik eşyaları, meyveleri, çiçekleri, ölü hayvanları konu alır.

Söz gelimi hayatın geçiciliğine odaklanan bir natürmort türü olan vanitas resimlerde daha farklı öğelere rastlamak mümkündür.

Hollanda’da ortaya çıkan bu türde genel olarak sembolik ve birbirinden bağımsız eşyalar ile dolu olan bir masa resmedilir.

Ölümü temsil eden kafatasları, kemikler; hayatın geçiciliği vurgulayan erimekte olan mumlar, saat; dünyevi zevklere atıfla müzik aletleri sıklıkla kullanılır.

Amaç hayatın geçiciliğini vurgulamak; “memento mori” yani ölümü hatırlatmaktır.

Kompozisyon oluşturmada geniş bir skala içinden nesne seçimi sanatçının faydasınadır. Sanatçı istediği nesneyi seçer, dilediği gibi kurgular. Bu onun özgürlük alanıdır.

Elbette sanatçının hazırladığı bu serbest seçimli içerikte bir düzenlenmişlik hali mevcuttur. Nesneler gelişigüzel dağıtılmış gibi dursa da aslında sanatçı resmin amacına uygun olarak onları belli bir düzen içinde yerleştirir.

Her nesnenin orada olma sebebi vardır. Resme bakıldığında tek bir öge çıkarılsa kompozisyon dağılacak gibi durur. Bu düzenleme işi natürmortun bel kemiğidir.

Ünlü Ressamların Natürmort Çalışmaları

Renoir, “Çiçekleri resmederken tonları düzenliyorum, tuvali boşa harcamaktan çekinmeden farklı değerleri cesurca deniyorum.” diyor.

Bu açıdan Natürmort, sanatçı için deneysel bir alandır denilebilir.

Cézanne hayatının son otuz yılı boyunca aynı nesneleri değişik şekillerde düzenleyerek tekrar tekrar resmetti.

Yeşil bir vazoyu kimi zaman çiçeklerle doldurdu kimi zaman elmaların arkasına gizledi. Bazen de vazonun yerini içki şişesi aldı.

Natürmort, 30 x 40
Natürmort, 30 x 40

Cezanne bunu kompozisyon oluşturma, şekil, renk, aydınlatma ve farklı teknikler üzerine deneyler için kullandı. Zaten iyi bir Natürmortun ortaya konulması form, ışık, gölge, renk, komposizyon bütünlüğü gibi unsurların inceliğine bağlıdır.

Sanatçı natürmortu tekniğini geliştirmek için bir nevi egzersiz olarak kullanır. Bu egzersizi yapmak için bir yerden bir yere gitmesine bile gerek yoktur, evinde, oturduğu yerde bunu yapabilir. Sanatçı oluşturduğu kompozisyon ile yeteneğini ve tarzını gösterebilir.

Belki de bu nedenle sanat tarihinde sanatçının ustalığını ve estetik algısını değerlendirmek açısından natürmort eserleri sıklıkla göz önünde bulundurulur.

Çağımızda Natürmort Kavramı

Çağımıza gelindiğinde natürmort kavramı, geleneksel iki boyutlu resim sanatı biçimlerinin ötesine geçerek video ve heykel, performans ve enstalasyon gibi üç boyutlu sanat biçimlerine genişletildi. Dijital teknolojiyi de içine aldı.

Sonuç olarak yüzyıllar boyunca natürmorta bir bütün olarak bakıldığında kompozisyonda kullanılan nesneler şaşırtıcı derecede çok çeşitli oldu. Zaman içinde alışılmışın dışında öğeler içerdi.

Söz gelimi Rebrandt gerilmiş ve kesilmiş bir sığır gövdesini konu etti. Natürmortta ölü hayvanlar kullanılabilir derken bir baktık Chardin “Çorba Kasesi” adlı tablosundaki kompozisyonuna canlı bir kediyi eklemiş.

Günümüzde ise natürmort anlayışı sınırların ötesinde. Söz gelimi hayvanseverler tarafından çok eleştirilen bir ressam olan Damien Hirst ölü hayvanları aynı zamanda kadavralar bozulmasın diye de kullanılan bir kimyasal ile doldurduğu tanklara koyarak eserler oluşturuyor.

Bu eserlerinden olan tank içindeki ölü bir köpekbalığı 2004 yılında sekiz milyon dolara satıldı.

Eserin ismi de manidar:

“Yaşayan Birinin Aklındaki Ölümün Fiziksel İmkansızlığı” (The Physical Impossibility of Death in the Mind of Someone Living) Acaba bu “ölü doğa” eski vanitas ressamlarına mı selam çakıyor, ne dersiniz?

Natürmort Nedir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Press ESC to close