“ Ah Romeo,Romeo…neden Romeo’sun sen? “, derken neydi Juliet’i Romeo’ya aşık eden, neydi Shakespeare’e bu tılsımlı cümleyi söyleten…..
Yazıya devam etmeden önce, Serkan Çığlı’nın eserlerini görmek için hemen tıkla!
Sanat Evrensel Midir?
Evrensel olmalı mıdır?
Sanatı kendiniz için yapmıyorsanız cevabı “evet evrensel olmalıdır”.
500 yıl önce yazılan bir dramanın ya da 2000 yıl önce oyulan bir heykelin zihninizi kurcalıyor olması sanatın evrenselliğinden kaynaklanır.
Sanat dile ırka coğrafyaya bağlı mıdır ?
2000 yıl önce İzmir Bergama’da inşaa edilen, 1800lü yıllardan itibaren Almanya Bergamot Müzesinde sergilenen, ve yapıldığı yerin ve zamanın çok çok ötesinde bütün ihtişamıyla ayakta duran, Zeus Sunağı günümüzde hala ziyaretçi çekebiliyorsa, bu sorunun cevabı hayır olacaktır.
Öte yandan Yunan mitolojisi ve tarihi hakkında bir fikriniz yoksa, ressam Sandro Boticellinin güzellik tanrıçası Afroditi midye kabuğunda resmettiği Venüs’ün doğuşu adlı eseri,size bişey ifade etmeyecektir.
Bu durumda da sorunun cevabı evet olacaktır..
Bu da sanatın hem sanat için hem halk için olduğunu, aynı zamanda da olmadığını gösterir.
Her iki durumda da en azından estetikliğiyle evrenseldir.
Bir bakıma sanat topu size atar ve ne için olduğuna sizin karar vermenizi ister.
Peki nedir insanları sanata iten?
Neden müzik dinlemeye, sinemaya gitmeye ihtiyaç duyarız? Çünkü sanat eseri ile oracıkta tek sesli bir diyalog kurarız.
Zihnimize girmesine izin verir, kendi kendimize sorular sordurmasına ve cevaplar verdirmesine izin veririz.
Tek notalı bir ses düşünün. Hep aynı nota ve sürekli tekrar ediyor, derhal zihnizin kapılarını kapatır ve kovmaya çalışırsınız. Sanat ahenktir, aynı zamanda birçok rengin bir arada olduğu düzensizliktir. Bir bakıma sanat fizik kanunlarındaki entropi gibi düzensizlikten doğan düzendir.
Sanat aynı zamanda kişiseldir.
Çizdiğiniz bir resimde, bestelediğiniz bir şarkıda siz kişisel hislerinizi anlatırken, her izleyicinin beyninde farklı bir biyokimyasal reaksiyon başlatırsınız.
Bu reaksiyonların sonuçları benzersizdir. Herkesinki bir diğerinden başkadır. Bu da sanatın objektif değil subjektif olmasından kaynaklanır.
Bilim de sanat da çoğunlukla aynı hedefe doğru hareket eder. Rönesanstaki gibi sanat bilimi doğurur ve aynı zamanda günümüzdeki dijital sanatlarda olduğu gibi bilim de sanatı doğurur.
Da Vinci deyince hepimiz Mona Lisa deriz ama insan anatomisi ile günümüz tıbbına olan katkısını çok bilmeyiz. Modern sinemanın dahi yönetmeni christopher nolan, teorik fizikçi kip Stephan Thorne ile başyapıt denilebilecek yıldızlar arası filmini ortaya çıkarmıştır.
Da Vinci’nin muhteşem çizgileri bilimi, Nolan’ın fizik merakı sanatı doğurmuştur. Ne kadar mükemmel değil mi? Hayran olmamak elde değil.İşte bu yüzden sanatçılar iyi ki varlar. İnsanlığa katkıları tartışılmaz.
Sanat cesurdur bir o kadar da naiftir.
Bilim uğruna can veren Hypatia’yı, felsefesi ile insanlığa meşale yakan Platon’u, matematiğin atalarından Pisagor ve Ökliti, ve bir çok bilim insanı ve düşünürü bir araya getirip fresk yapan mimar Rafaello Sanziodur.
Üstelik bu freski Vatikanın Papa odalarından biri olan Stanza Della Segnatura’ya yapmıştır. Ne kadar cesurca değil mi, üstelik papalığın bilime felsefeye çok katı olduğu dönemlerde…
Uzun lafın kısası sanat insanlık mirasıdır, izleyicisi ve üreticisi her daim var olmalıdır.
“Binlerce kez beter olsun gece…senin ışığın yoksa“ (Shakespeare ,Romeo & Juliet )
Daha fazla yazıya ulaşmak için blog sayfamızı hemen ziyaret et!
Comments (7)
Mislina keskinsays:
Ocak 27, 2023 at 8:39 amÇok güzel analizler emeğinize sağlık 👏🏻
Poseidonsays:
Ocak 27, 2023 at 6:33 pmOkurken sıkılmadığım çok güzel bir görüşe sahipsiniz.
Emeğinize düşüncelerinize sağlık 👍🏻
Efsaneye göre başkent Atina’nın koruyuculuğunu yapmak ve baş tanrısı olmak için Poseidon ve Athena arasında büyük bir tartışma başlar. Bu konuya çözüm bulmak isteyen tanrılar bir araya gelip karar verirler. Karar ise şudur; Poseidon ve Athena insanlara birer tane hediye verecek. Bu hediyelerden hangisi insanların daha çok işine yararsa Atina onun olacak. Poseidon atlarıyla birlikte meydana gelerek 3 dişli yabasını yere vurur ve insanların hiçbir işine yaramayan deniz kuyusunu ortaya çıkarır. Athena ise kendi yarattığı zeytin ağacını insanlara verir ve insanlar Athena’yı seçer. Bu duruma sinirlenen ve yenilgiyi hazmedemeyen Poseidon, Atina’yı tamamen sular altında bırakır.
Hermessays:
Ocak 28, 2023 at 4:16 pmMuhteşem bir yorum çok güzel bir paylaşım
Artemissays:
Ocak 28, 2023 at 4:58 pmLütfen yazmaya devam edin, son zamanlarda okurken bu kadar keyif aldığım bir yazı hatırlamıyorum…
Emeğinize ve yüreğinize sağlık..!
Melisssays:
Ocak 28, 2023 at 6:38 pmBi solukta okudum, akıcı ve keyifli kaleminize sağlık
Selcan yanparsays:
Şubat 1, 2023 at 8:08 pmDüşüncelerinize sağlık,sanat özgürlüktür
Burak sönmezsays:
Şubat 1, 2023 at 8:11 pmFarklı bir bakış açısı, tebrikler