Yaşadığı dönemde çok az sayıda eser satışı yapabildiği bilinen, dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü ressamlarından biri olan Vincent Van Gogh’un ölümünden sonra ünlendiği ve eserlerinin değerlendiği çoğumuz tarafından bilinen bir konu.
Ancak hiç merak ettiniz mi, nasıl oldu da ölümünden sonra eserleri bu kadar değerlenebildi?
Vincent Van Gogh’un çok yetenekli olduğu ve olağanüstü resimler yaptığı su götürmez bir gerçek.
Ancak bir ürünün satışının yapılabilmesi için bir pazarlama zekasına ve satış stratejisine ihtiyaç vardır.
İşte Vincent Van Gogh’un eserlerinin değerlenmesinin arkasındaki deha:
Johanna van Gogh-Bogner
Johanna, Vincent’in ağabeyi Theo’nun eşi.
Theo da o dönemde sanat simsarlığı yapmakta Gaugin, Pisarro gibi meşhur sanatçıların eserlerini satmaktaydı.
Aynı zamanda kardeşinin eserlerinin satışını da yapmaya çalışıyordu.
Satışını yaptığı dönemin ünlü ressamlarının kardeşinin eserlerini çok beğendiğini ve ondan bir deha gibi bahsettiklerini biliyordu.
Bu nedenle eşi Johanna Van Gogh da Vincent’in eserlerinin öneminden haberdardı.
Sıklıkla yaşadığı dönemde yalnızca bir eserinin satılabildiğinden bahsedilen Vincent, aslında hayattayken birkaç eserini satabilmişti.
Ancak sattığı eser sayısı oldukça düşüktü ve bu işten doğru düzgün bir gelir elde edememişti.
Ölümünden çok kısa bir süre önce katıldığı sergiler aracılığıyla Fransa ve Belçika’da yeni yeni tanınmaya başlamıştı.
Ölümünden sonra ise ağabeyi Theo kendini Vincent’in eserlerinin kitleler tarafından tanınması amacına adamış ancak kendisi de çok kısa bir sıra sonra hayata veda etmiştir.
Theo’nun ölümünden sonra ise, eşinin başladığı işi bitirmek Johanna’ya kalmıştı.
Johanna’ya Vincent’in ne kadar önemli olduğunu bildiği tüm eserleri miras kalmıştır ve Johanna hem duygusal sebeplerle hem de o dönemde henüz çok küçük olan bebeğine bakabilmek için sanat simsarlığına soyunmuştur.
Aslen Amsterdam’lı varlıklı bir ailenin kızı olduğundan, o dönemin sanatçı ve alıcılarıyla bağlantı kurmayı başarmıştır.
Bu dönemde Vincent’in bazı eserlerini sergileme imkanı bulmuş, bazılarının da satışını yapmıştır.
Bu vesileyle Vincent’in ünü yayılmaya devam etmiştir
Ancak onun asıl ününe ulaşması, Johanna’nın yine günümüzde çok meşhur olan Vincent ve Theo arasındaki mektupların yayımlanmasını sağlamasıyla gerçekleşmiştir.
Bu mektupların yayımlanması Vincent’in kariyerinde bir kırılma noktası olmuş; yaşam hikayesi oldukça ilginç ve dokunaklı bulunan sanatçının eserleri de bu vesileyle değerlenmeye başlamıştır.
Birinci dünya savaşı öncesinde oldukça ünlenmiş olan Vincent’in eserleri koleksiyonerlerce yüksek fiyatlara alınmış ancak iki dünya savaşı arasında yaşanan ekonomik kriz döneminde çoğu koleksiyoner bu eserleri elden çıkarmak durumunda kalmıştır.
Elden çıkarılan bu eserler ise son olarak ikinci dünya savaşı sonrasında Amerikalılar tarafından oldukça yüksek fiyatlara tekrardan satın alınmıştır.
Bir yanıt yazın