Bu eseri yaparken insanın, hele ki kadının, hayatta yaşadığı zorluklara dikkat çekmek istedim. Sembolizmin gücünden olabildiğince faydalanmaya çalıştım. Birkaçından bahsedecek olursam, yüzdeki siyah göz ve ağlamaya rağmen değişmeyen yüz ifadesi tükenmişliği sembolize eder. Alında yer alan çığlık şeklindeki ağız ise alın yazısının zorluğunu temsil eder. Yürekteki ev ise yanıyor yani bu kişi her ne kadar tükenmiş olsa da aslında ateşi sönmemiş yani geleceğe dair hala ümitleri var. Arkadaki göz ise bilinçaltını simgeliyor. Her ne kadar gizli tutsak da bir soyut imge olarak o her zaman orda yanıbaşımızda, bize bizden daha yakın... Bunlar bu sembollerden birkaçı. Figuratif ekspressiyonist döneminin en sevdiğim eseri olan "Blood Tears"ın gittiği eve de empati ve hayattan yaşanmışlıklar götürmesi dileğiyle.
Panelime göz attığınız için öncellikle teşekkür ederim. Malatya doğumluyum Marmara üniversitesi Güzel Sanatlar fakültesi resim bölümü öğrencisiyim. Sanat benim için küçüklüğümden beri vazgeçilemez bir tutkuydu. Kariyer anlamında başka bölümlere yoneltilsem bile en son tutkumdan vazgecemeyip, tüm engellere rağmen hayallerimin peşinden gitmeyi seçtim ve resimden ilerlemeye karar verdim. Resimlerimi çizerken hep bir seyler anlatmaya özen gösterdim böylece her birinin kendi hikayeleri oluştu. Resimlerim sadece bende kalmak için çok değerliler bu yuzden başkalarının da onların hikayelerini dinlemesini ve onlara yuva olmasını istedim.Gittikleri yerlere huzur ve neşe getirmesi dileğiyle... Resimlerimin kendini dinlemeye gönüllü sahiplerine anlatacak hikâyeleri var, dinlemek ister misiniz?